SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

NİKAH BAHSİ

<< 2080 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَمْرِو بْنِ السَّرْحِ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ الزُّهْرِيِّ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَا يَخْطُبُ الرَّجُلُ عَلَى خِطْبَةِ أَخِيهِ

 

Ebu Hureyre (r.a.)'den; demiştir ki: "Resûlallah (s.a.v.):

 

“Kimse (din) kardeşinin dünürlüğü üstüne dünürlükte bulunmasın" buyurdu.

 

 

Diğer tahric: Buhari, nikah, Buyu', şurut; Müslim, buyu', nikah; Tirmizî, nikah; Nesai, buyu; İbn Mace, nikah (1867); Darimi, nikah, Muvatta, nikah; Ahmed b. Hanbel, II, 122, 123, 126, 130, 142, 153, 238, 274, 311. 318, 394, 411, 427, 457, 462, 463, 487, 489, 558; IV,  147; V,  11.

 

AÇIKLAMA:

 

Bu hadis-i şerif bir müslümanın dünürlük yaptığı kıza o dünürlüğün sonucu alınmadan başka bir müslümanında dünürlük yapmasının haram olduğunu ifade etmektedir.

 

İmam Mâlik bu hadisi şöyle açıklıyor: "Bir adam bir kadına evlenme teklif eder kadında ona meyleder, belirli bir mehir üzerinde anlaşırlar, karşılıklı rıza gösterirler, kadın bazı şartlar öne sürer. İşte o zaman bu kadına başka bir adamın evlenme teklif etmesi caiz olmaz. Resûl-i Ekrem (s.a.) "kendisine evlenme teklif edildiği halde rıza göstermeyen ve kendi­siyle bir anlaşma sağlanamayan kadına evlenme teklifinde bulunmayın" demek istemiştir.[Muvatta, nikâh]

 

Hanbeli ulemâsından İbn Kudâme'ye göre ise, kendisine dünürlük ya­pılan kadının durumu üç şekilde olabilir:

 

1. Kadının, kendisine dünürlük yapan kimseye veya velisine bu konu­da olumlu cevap vermiş yahut kendisini dünürlük yapan kimseyle evlen­dirmek üzere velisine tam yetki vermiş olabilir. Bu durumda başka bir erkeğin aynı kadına dünürlük yapması haramdır. Çünkü böyle bir hareket ilk dünürlük yapan kimsenin işinin bozulmasına ve müslümanlar arasında düşmanlığın doğmasına yol açar bu konuda ilim adamları arasında her­hangi bir ihtilâf yoktur. Ancak bazı ilim adamları bu hadisteki yasağın mekruhluk mânâsına geldiğine hükmederken bazıları da haramlık manâsı­na geldiğini söylemişlerdir.

 

2. Kendisine dünürlük yapılan kadın bu teklifi reddeder veya istekli görünmezse o zaman başka bir erkeğin o kadına dünürlükte bulunması caizdir. Çünkü Müslim'in rivayet ettiği şu hadis bunu açıkça ifâde etmek­tedir. Fatıma bint Kays; "(Nikaha) helâl olduğum vakit Resûlullah(s.a.)'e Muaviye b. Ebi Süfyan ile Ebu Cehm'in beni istediklerim söyledim. Resûlullah (s.a.)

 

"Ebu Celim sopasını boynundan bırakmaz. Muaviye'ye gelince o da yoksuldur, hiç malı yoktur. Sen Üsâme b. Zeyd ile evlen" buyurdu. Ben buna razı olmadım, sonra tekrar, "Sen 'Üsâme ile evlen" buyurdular."[Müslim, talak]

 

Görülüyor ki burada Fatıma bint Kays kendisine dünürlük yapan kim­selere olumlu cevap vermediği ve onlara meyi de etmediği içinResûl-i Ek­rem Hz. Üsâme b. Zeyd namına Hz. Fatıma'ya dünürlükte bulunmuştur.

 

3. Kadının kendisine yapılan evlenme teklifine rıza gösterdiğini ve bu­na karar verdiğini açıkça ifade etmeyip ima yoluyla ifâde etmesi halidir. Bu durumda hüküm bakımından aynen birinci durum gibidir. İmam Ahmed din sözünün zahirinden anlaşılan da budur. Ancak Kadı Iyaz, İmam Ahmed'in, bu durumda olan bir kadına dünürlük yapılabileceği görüşün­de olduğunu ve imam Şafiî'nin yeni mezhebinin de bu merkezde bulundu­ğunu ifade ediyor ve "delilleri ise, biraz önce geçen Fatıma bint Kays hadisidir. Çünkü bu hadiste Hz. Fatıma'nın kendisine ilk defa dünürlükte bulunan kimselerden birine temayül ettiği anlaşılmaktadır. Böyleyken Resûl-î Ekrem O'na Hz. - Üsâme -adına dünürlükte bulunmuştur" diyor.

 

Gerçekte ise Hz. Fatıma kendisine dünürlük eden kimselere meyi et­memiş ve onlarla evlenmek hususunda onun gönlünden bir( arzu geçme­miştir. Çünkü:

 

1. Fatıma bint Kays Resûl-i Ekrem'e bu konuda istişare etmek için gelmiştir. Bu ise Fatıma'nın bu hususta hiçbir karara varamadığını, Re­sûl-i Ekrem'in tavsiyesine göre hareket etmek istediğini gösterir.

 

2. Resulü Ekrem'in ona, "benden önce bir iş yapma"[Müslim, talak] "Beni geçip de kendi kendine bir iş yapma!" [Müslim, talak] demiş olması da onun bu konuda kararlı olmadığını gösterir.

 

Hanefî ulemasının bu konudaki görüşü, ed-Dürrü'1-Muhtar isimli eserde şöyle özetleniyor: "Bir erkek bir kadınla evlenmek ister, başka istekli er­kek bulunmaz, kadın da istekli erkeğe rıza gösterirse, onun o kadını iste­mesinde bir sakınca yoktur" kadınların iddetlerine ait bölümün "el-Hidad" faslmdaki bu ifâdenin haşiyesinde İbn Âbidin şöyle der; "Müellifin -başka istekli erkek bulunmaz, kadında istekli erkeğe rıza gösterirse- kaydını el-Bahr müellifi Şâfiîlerden nakletmiş ve şöyle demiştir: "Ben bu kaydı mez­hebimizin âlimlerine ait olarak bir yerde görmedim. Bu kaydın delili hadisidir. Bu hadis sahihtir. Şâfîîler bu ha­disi ilk istekli erkeğin, başka bir erkeğin dünürlük yapmasına izin verme­mesi şartına bağlamışlardır. Bizce de nakl olunan hüküm budur. Nitekim ez-Zâhire'de bir erkeğin bir kadınla evlenmek için istekli çıkmasından son­ra başka bir erkeğin aynı kadına istekli çıkmasını Peygamber (s.a.) nehy etmiştir. Nehy'den maksat, kadının ilk istekliye tamâyül etmesidir, et-Tatarhaniyye' isimli eserin "kerahet" bölümünde böyle denmiştir."